24 Mart 2013 Pazar

ÇANAKKALE' DE KAHRAMANLIK GÖSTERİSİ

Düvel-i Muazzama, Osmanlı’yı kalbinden vurmaya hazırlanıyor,
Buraya giden en kısa yol da boğazlardan geçiyor.
Bu yüzden Çanakkale’de cephe açılır,
Her yere ilanlar asılır.
İnsanımız varını, yoğunu döker seferberlikler adına,
Vatanın, dinin bekası için artık sıra gelmiştir evlatlarına…
Son yongaların bile saçı kınalanır,
Anadolu adeta Çanakkale’ye taşınır.
Gözü yaşlı, gönlü yaralı analar,
Son yongalarını alırlar.
Köy meydanlarında, toprak yolların ayrımlarında, tren istasyonlarında,
Ederler birbirlerine son bir veda…
Gözlerini kırpmadan, fütursuzca koştular cepheye,
Kararlıydılar, Balkan’ın utanç lekesini silmeye…
Mekteb-i Sultani’nin gençleri, Çanakkale’ye lazımdı.
Defterler, kitaplar sıralarının üzerinde kaldı.
Sağına soluna bakmadan “Ben” diyebilen bir gençlik,
Çanakkale olacaktı onlara, ilk ve son askerlik.


Sen iki savaşı birden verdin Çanakkale’de,
Düşmanın karşısında, yokluklar içinde…
Cehennem kusan silahları vardı onların,
Sönük kalırdı, yetmezdi kurşunların…
Geceyi geçirirdiniz açtığınız siperlerde,
Ne bir battaniye, ne bir örtü, yalnızca yamalı bir kaput vardı üzerlerinizde…
Sırtınızı dayardınız birbirinize,
Fırlatırdınız düşmana, ne geçerse elinize…
Tüfeği bozulmuştu Mehmet Çavuş’un hele,
Düşmanı geri püskürttü de; taşla, kürekle…
Cephaneleri yetmeyecekti , Yahya Çavuş’un erlerine,
İki düşmanı aynı anda koydular hedeflerine…
Türkoğlu aslan kesilir cenge girince,
Vatanı elindedir, boğulur sevince…

Tepene düşen sağnak sağnak top mermileri,
Düşmana verilense insanlık dersleri…
Kendi yarana toprak bastın,
Kucağına düşen yaralı Fransıza gömleğinden yırttın…
İngiliz Yüzbaşı bağırıyordu avazı çıktığı kadar,
Askerleri siperden çıkmayı göze alamadılar, vücutlarına kurşun yağar …
Sen kucakladın yumuşacık bir hareketle,
Götürdün siperine, teslim ettin ellerinle…
Yaralı düşman götürürdün Sargı Yerine,
Bir tane kurşun atmadın düşmanın hastehane gemilerine…
Boşuna adın Mehmetçik değildi,
Çünkü sendeki ahlak Muhammedi idi…

Önce denizden geldiler,
Kendilerine Yenilmez Armada dediler…
Düşman topluca 18 Mart günü saldırdı,
Seyit Onbaşı , sırtladığı mermiyle önce Ocean’ı batırdı.
Haberleri yoktu, Nusret’in döktüğü demir kap mayınlardan,
Eser kalmadı güven duydukları zırhlılardan…

Düşündüğün gibi karadan denediler bu sefer,
Etten kemikten duvar ördü her bir nefer.
En amansız mücadeleyi Kirte’de verdin düşmana,
İngilizler hiçbirinde ulaşamadı amaçlarına…
Siperler arası mesafe git gide kısalır,
Bazı geceler şeker, sigara atılır.
Bulutu da, rüzgarı da oldu bizden yana,
Çanakkale, uğursuz geldi düşmana…

Gelibolu’yu yeşil kuşlar sarardı,
Mehmetçik Çanakkale’de destanlar yazardı.
Biliyorlardı ki vatan onlara emanet,
Şimdi her biri cennete birer namzet…
Bir yandan düşmana insanlık dersleri verdin.
Bir yandan da Çanakkale’nin geçilemeyeceğini tüm dünyaya gösterdin.

----------------
Mesut KELEŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder